Enerji Okuması-Farkındalık Terapisi diye bir şey duymamış
olabiliriniz ama yaptığına benzer bir uygulama olmadığı için adını kendisinin
koyduğu çalışmalarına ilgi duymamak mümkün değil. Adeta bir terapist ama değil
çünkü bilimle ilerlemiyor, astrolog gibi konuşuyor ama matematiği yok bir
haritaya bakmıyor. Sizi okuyor, içinizi biliyor, niyetinizi görüyor, amacınızı
söylüyor yani kısacası zihin okuyor. Olanı biteni döküyor önünüze sonra size “Sor”
diyor “Ne istersen sor”. Orada akıl tutulması oluyor, nasıl biliyor diyorsunuz
kendinize. Amaç, kendiniz olmanız, neye ihtiyacınız olduğunu fark etmeniz ve
uygulayabilmeniz. Sorularınıza cevap bulmanız. O farkındalığa, tamamlanmaya giden
yol da sizin enerjinizden geçiyor. ARTEMIS by Neslihan Akbaydar’ın Kurucusu
Gazeteci-Yazar, Spiritual Danışman Neslihan Akbaydar birçok alanda olası
geleceği enerjilerde nasıl gezinerek kaleme aldığını ve şaşırtıcı seanslarında
kişiler üzerinde uyguladığı Enerji Okuması-Farkındalık Terapisi çalışmalarını
sizler için anlattı.
Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misin?
Kendimi
bildim bileli gazetecilik yapıyorum. Mesleğe 28 yıl önce Hürriyet Gazetesi’nde
muhabirlik yaparak başladım. Öyle büyülü bir iş ki bu başladınız mı
bırakamıyorsunuz. Meslek hayatımın büyük bir bölümü Türkiye’nin en büyük en
köklü kurumlarında çalışarak geçti. Hürriyet’ten sonra Star, Vatan, Akşam Gazetesi
ve Türkiye’nin en eski cemiyet dergilerinden biri olan Klass Magazin bunlardan
bazıları. Ağırlıklı olarak yazılı basında çalıştım; bu dönemde gazete dışında Haftalık,
Boxer, Ses gibi dergilerde ve hafta sonu eklerinde görev aldım. Bir dönem PR
yaptım yapım şirketlerinde çalıştım. O dönemler de farklı kazanımlar elde
ettiğim kıymetli zamanlardı. Uzun yıllardır da editörlük yapıyorum. Editörlüğe
internet editörü olarak başladım. Sonra gazeteciliğin yanına yazarlık eklendi.
Çok ilgi duyduğum fantastik dünyaya bir de yazar olarak adım attım. Hedefim
Efendi ve Aşim Köprü ve Ötesi adlı roman serimin ilk kitabı olan “Mührün Sırrı”
nın devamını getirmek. Bir süredir üzerinde çalışıyorum zaten. Yazarlık
serüveni benim için ömür boyu sürmesini arzu ettiğim çok keyifli bir yolculuk. Kitabımı
yazmaya başladığımda aynı zamanda yaşam da rehberim haline gelen enerji
okumalarım da başladım. Duru görü sahibiyim ve bu süreçte iyice açıldı. Artık
kuantum yapabiliyor zamanda enerjilerde geziniyordum. Muazzam bir şey oldu,
okuyordum, tüm olup bitenleri ve yaşanması olası geleceği. Öyle çok olay
deneyimledim ki. Artık anlatmam lazım, bunu yaşatmam lazım, yardımcı olmalıyım
insanlara dedim kendi kendime. Ve o sırada Enerji Okuması-Farkındalık Terapisi
adını verdiğim seanslarım başladı. İnsanlar beni buluyordu adeta. Ben de onları
çekiyordum tabi yardım etmek istediğim için. Bugün hala bu yolda büyük bir
aşkla mutlulukla danışmanlık veriyorum insanlara.
Çok ilginç. Allah vergisi bir durum bu o zaman…
Evet. Ben çocukken daha
5 yaşında el okurdum. Yani insanların avuç içlerine bakarak gördüklerimi,
hissettiklerimi, kalpten duyduklarımı onlara söylüyordum. Çok şaşırırlardı.
Sonra bir daha bir daha gelirlerdi. Arkadaşlarımın ellerine bakarak bir şeyler
söylerdim onlar da söylediklerimi çevrelerine anlatırlardı. Bu sefer anneleri,
ablaları, komşu teyzeler gelirdi, ellerini uzatır bana da bir şeyler söylesene
derlerdi. Ben de bakar söylerdim. Nerden söylüyorsun nasıl biliyorsun bunu diye
sorduklarında da kalbim konuşuyor derdim. Tane tane duyardım şimdi ki gibi.
Bu nasıl oluyor biraz açar mısınız?
Tabi. Şöyle söyleyeyim.
Bazı kazanımlar sonradan edinilir, kişinin ruhsal
frekansı açıldıkça ortaya çıkan bir ruhani yetidir. Bazıları içinse bu
durum doğuştan vardır. Spiritual yani manevi dünya bana göre içsel bir okuma
gerektirir. Bu varlık enerjinizdir, bağlı olduğunuz yüce yaradan enerjisidir.
Bunu en iyi tasavvuf anlatır. Ben de o dili kullanmayı deneyimliyorum her gün
her an. Olmak yoktur hep olmaya çalışmak vardır bu da bize hiçlik duygumuzu
hatırlatır. Dünyada olma nedenimiz, egomuzdan, nefsimizden onların etkisiyle
yaptıklarımızdan arınmak, burada terbiye olup ebedi hayata geçmektir. O zaman
farkındalıkla bakmak, öyle adımlar atmak gerekir ki bu yolda iyi bir şekilde
ilerleyebilelim. Ben bu noktada insanların ihtiyaçları olduğunda hayatlarında
oluyorum. Deminde söylediğim gibi beni buluyorlar, ben de onları çekiyorum.
Çünkü her şey bir enerji ve tevafuk yani yazılı kaderdir. Biz bu buluşmayı oldurtana kadar uyur misal âleminde.
Peki, ben ne yapıyorum bu karşılaşma olduğunda.
Kişilerin özgür iradeleriyle müsaadeleri olduğunda enerjilerini okuyorum
ve bir bir olanlar da yaşamlarında geziniyorum. Kuantum bu. Aynı anda birçok
yerde his ve görüntüler aracılığıyla gezebiliyorum. Konuşmalar anlar, mekânlar,
kişiler beliriyor gözlerimin önünde ve ben de alıyorum tüm olanların enerjisini
kişinin karşınızda otururken. Olmuşları, fiili mukaddeme göre olacakları
müsaade edildiği, gösterildiği hissettirildiği ölçülerde okuyorum, anlatıyorum
karşımdaki kişiye. Bilmesi gerektiği ölçüde… Bu da bana nasip oluyor işte.
Fiili mukaddeme göre dediniz. Çok ilginç. Anlamı ne?
En anlaşılır şekliyle
söyleyeyim. Yaşanması yüksek ihtimalle muhtemel ama Allah isterse her an
bozulabilir yeniden yazılabilir; olası kader.
“BİZ ENERJİNİN FARKINDALIĞA DÖNÜŞMÜŞ HALİYİZ”
Sosyal medyada gördüğümüz kadarıyla düzenli yazılar
paylaşıyorsunuz, gündeme, ekonomiye, aşka, sevgiye dair. Bir de haftalık bazen
günlük olacaklara dair anlatımlarınız var. Çok ilgi çekiyorlar. Siz her şeyin
enerjisini okuyabiliyorsunuz değil mi? Bunu nasıl yapıyorsunuz?
Evet, ben ne
yaptığımı biraz önce ruhani boyutuyla anlattım size. Şimdi bir de bilimsel
boyutunu açayım önce. Böylece seansta ne yaptığım ve birçok konuyla ilgili
nasıl yazabildiğim çok daha iyi anlaşılacaktır. Enerjiye fizikteki anlamıyla bakarsak, doğrudan doğruya gözlemlenemeyen
fakat kendi konumundan hesaplanabilen, fiziksel sistemin geniş ve korunmuş bir
özelliğidir. Sözlük anlamında maddede var olan ve ısı, ışık biçiminde ortaya
çıkan güçtür. Bir diğer anlamda organizmanın etkin gücüdür. Bu bağlamda etrafımızdaki her şey bir enerjidir. Oturduğunuz
koltuk, yediğimiz yemek, gözümüzün gördüğü ve göremediği her şey, tutuğumuz
para, şimdi yeni gündem olan kripto paralar, dijital olan her şey, içtiğimiz su
ve pek tabi biz bir enerjiyiz. Ben bunların hepsinin enerjisini okuyabiliyorum.
Enerjinin oluşum yasaları, döngüleri ve katmanları vardır. Bizler bu dünyada
yaratma gücüne sahip varlıklarız ve bu insanoğluna bahşedilmiş en büyük
özelliklerden biridir. Enerjiyi elle tutamadığımız ve gözle göremediğimiz için
bazıları tarafından yok varsayılsa da o her zaman bizimle ve her yaratım
sürecinin de temel unsuru. Ve işte biz bu enerjinin farkındalığa dönüşmüş
haliyiz. Bizler dâhil eril ve dişil enerjiler her yerde bulunur ve bu
enerjiler okunabilir. Enerji okuma bunların uyumunu okumadır ya da
uyumsuzluğunu. Ben de seanslarımda ve yazılarıma aktardığım konularda ve
onlarla ilgili olacaklara odaklandığımda bu enerjilerde gezinerek
olabilecekleri okuyorum ve yazabiliyorum. Eril dişil prensipte rüzgâr ve su,
hareketli ve durgun gibi düşündüğümüzde bu enerjileri sezgisel olarak tıpkı bir
rontgen, x-ray cihazından geçerken görüldüğü gibi fark ederiz ve kendi okuma
sistemimize yani alfabeye oturttuğumuzda kelimelere uyarlayarak okuyabiliriz.
Hani dersiniz ya burada kötü bir his alıyorum, içerde bir enerji var bana iyi
gelmiyor. İşte o frekansta var olan enerjide siz uyumsuzsunuz demektir. O
sırada kötüyü tanımlarsınız ve enerjiyi okursunuz aslında. Ben bunu ileri
düzeyler de yapabiliyorum.
Bir de markanız var. Ondanda bahsedelim. Neden Artemis?
Evet, bir süredir
markam ARTEMIS by Neslihan Akbaydar www.neslihanakbaydar.com üzerinden yazılarımı paylaşıyorum. Artemis tanrıça
olma özelliğiyle gizemine çok inandığım özel güçleri temsil ediyor benim için.
O nedenle seçtim. Daha özel anlamını da kendime saklıyorum müsaadenizle. J İlk zamanlar yazılarımı sürekli sosyal medyadan paylaşıyordum. Ama
okuyucularım bana daha rahat okumak istediklerini söyleyince blog açma
ihtiyacım doğdu. Bende ARTEMIS by Neslihan Akbaydar markamı kurdum. Bu blog’u
çok ciddiye alıyorum. Büyütmeyi planlıyorum. Kurumsal görüyorum. Çünkü
kurumsaldan geliyorum. Yaptığım her işe bu gözle bakıyorum. Günlük gazete gibi
görüyorum ve alıştığım disiplinde her gün yazı koyuyorum siteme.
Başka ilgi alanlarınız var mı böyle gizemli ya da
spiritual dünyayla ilgili?
Evet var. Hatta
öncelikle blog’umun içeriğini geliştirmeyi planlıyorum bu diğer çalışmalarımla.
Mesela nefes terapi odaklı uzmanlığına çok güvendiğim kendi nefes terapistim Semiha
Çil ile ikili bir çalışma sürecine girdim onu da daha kapsamlı olarak paylaşacağım
yakında. Ayrıca Yıldızname okumayla ilgili de geliştiriyorum kendimi ona biraz
zaman var. Ve doğal taşların enerjisi benim bir diğer ilgi alanım. Tabi bu
arada youtube kanalı açmayı istiyorum. Yazmayı çok seviyorum o nedenle bu güne
kadar ele almadım. Ama en kısa zamanda hayata geçirmeyi planlıyorum.
Enerji Okuması-Farkındalık Terapisi adı altında
yaptığınız çalışmalar ne kadar sürüyor? Seanslarınızdan bahsedelim mi biraz?
Memnuniyetle. Dünya planının
öncelikli yasalarından olan özgür irade yasası en kısa ifade ile bize şunu
bildirir; bu dünyada yaşayan her insan seçim yapma ve kendi alanını belirleme
hakkına sahiptir. O nedenle ben kişileri ve özel alanlarını ilgilendiren
durumları okurken bireysel taleplerle hareket ediyorum. Yani bir insan, onun
enerji alanında kalmama ve yardımcı olmama, bana gelerek kendi arzu ve
rızasıyla talepte bulunduğunda, kişisel Enerji Okuması ve Farkındalık Terapisi
yapıyorum. O sırada kişi ne isterse sorabilir neye cevap vermem uygun ve
gösteriliyorsa bana her konu üzerinde konuşabiliriz seansta. Beni kadınlar
kadar erkekler de arıyor ve seans alıyorlar. Bir farkındalığı oluşturmak ya da
kişinin uygulamaya başlaması, dönüşmesi, değişmesi kolay olmayabiliyor. Bilinçaltı
etkisi çok güçlü olabiliyor. Bazı danışanlarım için o yüzden nefes terapi ile
birlikte yürütmeyi uygun gördüğüm seanslarım oluşuyor. Bu da hiçbir çalışmaya
benzemiyor. Yaşadıklarında anlıyorlar. Bazı durumlar kişinin birden çok kez
benimle görüşme isteğini doğuruyor. O noktada aydınlattığım yolda danışanım istediği
sürece ve bende verimli olduğuma inandığım, fayda gördüğünü düşündüğüm sürece birlikte
ilerliyoruz.
Pandemi de zor
oluyor mu seans yapmak?
Yüz yüze görüşmek isteyen
danışanlarımı ofisimde tüm hijyen, maske ve mesafe kurallarına uyarak
ağırlıyorum. Tabi bazı durumlarda özellikle danışanımın başka bir şehir ya da
ülkede olması durumunda online gerçekleştiriyoruz seanslarımızı. Aynı şekilde
pandemi nedeniyle seanslarımız online da gerçekleşebiliyor; danışanlarımın
tercihlerine bırakıyorum genelde. Genel olarak seans bir saate yakın sürüyor.
Bu da rahat ve dingin bir görüşme geçirmemizi sağlıyor. Ben danışanıma ihtiyacı
olduğunu gördüğümde süreyle kendini rahatsız hissetmesini istemediğim için bir
süre daha zaman ayırıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder